Küçükçekmece Bayan Masör Hizmeti Ebru
Küçükçekmece Bayan Masör
Çok hafifti. Evin içinde biri gülüyordu. BEŞİNCİ BÖLÜM devamlı dırdırlanmam Jem’i yola getirdi. Getireceğini biliyordum. Oyuna bir süre ara verdik. O hâlâ Atticus’un oynamamız konusunda birşey söylemediğini savunuyordu. Oynayabilirdik. Söylemiş olsa bile Jem bir çözüm yolu bulmuştu: Karakterlerin adını değiştirecektik. Böylece kimse bizi kabahatlayamazdı. Dill bu planı içtenlikle destekliyordu. Jem’in peşinde dolaşıyor, benim canımı sıkıyordu. Yazın başlangıcında bana evlenme teklif etmiş, sonra da bunu unutmuştu. Beni kendinin saymaya başlamış, hoşlanabileceği tek kız olduğumu söylemiş, sonrasında da beni unutmuştu. Onu iki kere dövdüm ama bir işe yaramadı. Jem’e daha çok bağlandı. Çılgın oyunlarından bir süre uzak durdum. Kız olmakla kabahatlanmanın verdiği acı ile geri kalan yıldızlı akşamları bayan Maudie Atkinson’un verandasında geçirdim. Açelyalarına el sürmediğimiz sürece hanımefendi Atkinson’un bahçesinde hep girebilmişizdir, ama nedense pek sıkı fıkı değildik. Jem ve Dill beni oyundan atana dek mahallenin öteki kadınlarından farksız biriydi benim için. Antak kalmamıza gore arka bahçesinde oynayabilir, üzümlerini yiyebilirdik. Bu öylesine eli bol bir anlaşmaydı ki bozarız korkusu ile konuşmaktan çekinirdik. Jem ve Dill onunla daha çok yakınlık kurmama niçin oldular.
Küçükçekmece Bayan Masör
Bayan Maudie evinden nefret ederdi. İçerde harcanan vakit yitirilmiş zamandı. Duldu. Çiçek tarhlarının sularken eski özgüır şapkalar ve tulumlar giyerdi. Saat beşte banyosunu yapmış olup, verandaya çıktığında da bambaşka biri olur, olağanüstü güzelliği ile sokağa ağırlığını koyardı. Bukelemun benzer biçimde bir kadındı kısacası. Tanrının toprağında yetişen her şeyi severdi. Ayrık otları dışında tabii. Bahçede bir tek ayrık otunun bulunması üçüncü dünya savaşı gibiydi. Köklerine hücumr ve onları uzak durmazsak bizi de öldüreceğini söylediği zehirli maddelerle yok ederdi. Üç santimden büyük olmayan bir ot için verilen bu savaşı izlerken, «niçin söküp atmıyorsunuz?» dedim. «Söküp atmak mı yavrum?» Solmuş yaprağı eline alıp sıktı. İçinden minnacık taneler fırladı. «Bir ayrık otu tüm bahçeyi yok edebilir. Bak: Bunları dürmezsen güz gelip de kuruduklarında rüzgâr onları Maycomb’un dört bir yanına dağıtır.» kadın Maudie bunu Tevrat’ta sözü edilen veba salgınına benzetti. Mevzuşma biçimi Maycomb için çok kuzeyliydi. Bizleri adlarımızla çağırırdı. Güldüğünde de altın çengellerini görürdünüz.
Son yorumlar