Küçükçekmece Mutlu Son Masaj Salonu Leyla
Küçükçekmece Mutlu Son Masaj Salonu
Artık dayanamadı ve ayağa kalkıp iyice sabırsızlanan erkekliğini Mine’nin bacaklarının Küçükçekmece Mutlu Son Masaj Salonu
arasındaki ıslak ve alev ateş sahibeye dayadı.
“Artık içinde olmak isterim.”
Sevgilisinin demir benzer biçimde olmuş organını hissedince Mine bir çiçek şeklinde daha da açıldı. Elleri Fuat’ın
omuzlarına, topukları kalçalarına sarılarak onu içine almaya çalıştı. Fuat artık içindeydi Mine’nin.
Masanın üzerindeki birkaç şey devrilince Fuat sandalyesine oturdu ve Mine’nin kucağına gelmesini
istedi. Mine Fuat’a arkasını döndü, elbisesinin eteğini beline kadar sıyırdı ve eğilip yüzünü masaya
dayayıp, kalçalarını Fuat’a doğru sundu. Koyu renk ojeli elleriyle kalçalarını iki yana ayırıp haizolduğu güzellikleri gösterdikten sonrasında sevgilisinin şehvet direğine oturdu. Fuat çıldırmıştı, çok daha
fazla hareket etmek istiyordu fakat sandalye tepesinde ve aşağı sıyrılmış giysilerle bu çok zordu.
“Hadi artık, yatak odasına gidelim. Seni orada bir güzel sikmek isterim.”
“Peki, aşkım,” demesiyle Mine ayağa kalktı ve
erkeğinin kamışından tuttuğu şeklinde yatak odasına
yöneldi, Fuat bir tek aşağı indirilmiş çfakatşırı ve pantolonunu toplayabildi ve organını sevgilisine
teslim ederek o yatak odasına doğru yürüdü. Bu şekilde yapmaya bayılıyordu Mine. Kavradığı et parçası
bir tür dizgindi onun için. Önde bordo ipek elbisesiyle ve sivri topuklularıyla yürüyen Mine aslentam olarak Fuat’ın hayallerindeki kraliçe kadındı.
Küçükçekmece Mutlu Son Masaj Salonu
Yatak odasına geçince Fuat derhal soyunmaya başladı. Mine başucunda su olmadığını fark etti.
“bizlere su getiriyorum, başka bir şey ister misin?”
“İyi olur fakat çabuk gel.”
“Tamam, canım, bir de kendime içki alacağım, var ise.”
“Çok güzel viskim var dolapta. Hadi çabuk ol.”
Mine hemen mutfağa geçti, suyu koydu. Dolapta gördüğü pek de özel bir viski değildi fakat ufakbir bardak koydu ve yatak odasına geçti yine. Fuat soyunup yatağa yatmış ve üzerini çarşafla örtmüş
bekliyordu sabırsızlıkla. Hatta normalde kapı girişine bakan, her süre kendilerini izledikleri aynayı
yatağa doğru çevirmişti. Mine oldukça seri hareketlerle suyu komodinin üzerine bıraktı.
“Bu viskiye mi çok iyi diyorsun? Güldürme beni…
Bildiğimiz Johnny Walker Red Label, oldukçastandart bir viski,” dedi ve bardağı kafasına dikti.
“Ben onu free shoptan aldım. Fazlaca güzel, hem sen de içtin.” Mine Fuat’ın yanına ilişerek hafifçeçe
alaycı bir tonla,
“içerim fakat o denli paran var. Ben bile free shoptan başka viski alıyorum, hiç eğer olmazsa Black Label’ını
alsaydın canım.”
Son yorumlar